Okunma [14719]CENNET CEHENNEM HAKKINDA KISA BİLGİ
Beyine 98 / 8 meali
Onların ( iyilerin) Rableri katındaki mükâfatı, içinde temelli ve sonsuz kalacakları, içinden ırmaklar akan Adn Cennetleridir. Allah onlardan razıdır. Onlarda Allah’dan razıdır. Bu (nimetler) rabbinden korkan Salihleredir.
Beyine 98 / 7 meali
Kitap ehlinden ve puta tapanlardan, inkâr edenler, şüphesiz içinde temelli kalacakları Cehennem ateşindedirler. İşte bunlar yaratıkların en kütüsüdürler.
Cennet ve cehennem nasılmış? Hep biliyoruz bizde hep biliyoruz yani cenneti, cehennemi hep biliyoruz. Tarif edemeyen yok. Herkes eder. Bildiği bir şey var. Ama biz bilmediğimize bakalım.
Cennet Allah-u Tealanın iman edenlere nimetlerini vereceği, cehennem ise isyan edenlere ve kâfirlere cezasını çektireceği yerin adıdır. Evet, cennet dünyada güzel amel işleyenlere, iman ve ihlâsını muhafaza edene ilahi bir mekân Öyle bir mekân ki tarifi mümkün değil.
Cehennemde ibadetten, itaatten uzak olduğu gibi ihlâsı yok, imanı yok. Bunlara ebedi yerdir cehennem. Günahkâr Müslümanlarında uğrayacağı bir yerdir. Uğrayıp o acıyı tadıp çıkacağı bir yerdir. Cehennemin azabı da gözlerin görmediği, kulakların
işitmediği, kimsenin hatır ve hayalinden geçiremediği felaket ve şiddeti çok olan bir yerdir.
Cennet, müminler Allah-u Tealanın sayı ve hesaba gelmez nimetlerine mazhar oldukları gibi ulaşılabilecek nimetlerin en büyüğü olan Hak Tealanın cemalini görme saadetine erecekleri yerdir. Rasulullah Efendimiz bir hadis-i şerifinde buyuruyor;
Siz birbirlerinizi itişmeyerek şu ayı nasıl görüyorsanız muhakkak ki Rabbimizi de öylece izdihamsız ve zahmetsiz ayan beyan göreceksiniz buyurmuştur.
Demek ki Mevla’yı görebilecekmiş cennet ehli. Cennete giden görecekmiş. Ayı görüyoruz. Güneşe pek bakamıyoruz da böyle güneş gözlerimizi kapatmamıza sebep oluyor. Ama ayı çıplak gözle nasıl seyredebiliyorsak Allah-u Tealanın cemalini de cennete girersek öyle seyredebilmek imkânını, müjdesini Rasulullah Efendimiz veriyor.
Birtakım mezhep bağlıları Cenabı Hakkın görülmesinin imkânsız olduğunu iddia etmişlerse de biz Allahın her şeye kadir olduğunu, bizlere o gün cemalini görme kudreti vereceğine Rasulullah Efendimizin verdiği bu haberin mutlaka vaki olacağına inanıyoruz.
Tabi Allah-u Teâlâ adalet sahibi yani cemali Cenabı Hakkın kaç tane ismi var. Doksan dokuz ismivar. Her isminden ayrı bir cemal tecellisi var. Ora adalet mekânı Cennet adalet mekânıdır. Orada da hak ettiği kadar kul cemali seyredecektir. Yani bunu da böyle düşünebilirsiniz.
Cennetin ebedi olacağı hususunda Müslüman âlimler arasında ittifak vardır. Yani itiraz yoktur. Cehennemin ebedi olduğu yine ittifakla kabul edilmiştir. Çoğunluk cehennemin ve azabının ebedi olduğu görüşündedirler. Onlara göre birçok ayetlerin ifade ettiği azabın hafiflemesi şöyle dursun gittikçe artması bir azap onlara tatbik edilecektir.
Zamanla yanan deriler değişecek ve azabın daha fazlasıyla hissedilmesi sağlanacaktır. Ebedi olmadığını iddia edenler az bir zümre teşkil ederler. Bunlara göre Allah-u Tealanın rahmetinin, gazabından üstün oluşu sebebiyle cehennemdeki azap nihayet bulacaktır.
Hatta bazı tasavvuf mensupları cehenneminde cehennemdekiler için tatlı bir yaşama yeri olacağı kanaatini ortaya atmaktan çekinmemişlerdir. Ne demek tatlı bir yaşam? Herkes hak ettiğini alır. Cehennem ehli de azap istiyordu. Onlarda azaplarıyla baş başa kaldılar.
Hadis-i şerifler onlarda en son çıkan dahi dünyanın on misli genişliğinde cennette yurt ihsan edileceği bildirilmiştir.
Cehennem ebedi değil derken yani cehennem Müslüman olan için ebedi değildir. Yani imanı en az olanın hani deniyor ya hadis-i şerifte bir kere La ilahe illallah diyen cennete gidecektir.
Bir kere La ilahe illallah demiş yani Allah’ım var. Peygamberim haktır demiş. Ve bu insan ne kadar yanarsa yansın orada durması ebedi değildir. Oradan çıkarılacaktır. Buyuruluyor.
Biz diyoruz ki cehenneme girmeyelim de dünyada şefaatimizi kazanalım ahiretteki şefaatimizde bizi cennette yüceltsin. Derecemizi arttırsın. Allah yanında yetki sahibi kılsın. Değerli kılsın. Yani müminin amacı bu olmalı. Şefaat bu gaye ve bu amaca dayalı olmalı.
Bizim şefaat amacımız yani mümin olarak cehennemden bizi kurtaracak bir şefaat değil de, bizi cennette yüceltecek bir şefaat arzusu olmalı. Fakat şefaati biz dünyada kazanmalıyız. Dünyada şefaat kazanmaz isek ahirette Allah muhafaza artık Mevla şefaat için izin verir mi vermez mi o da ayrı bir şey.
Biz dünyada hayırlı işlerle ve hayırlı amellerle şefaat payımızı alalım, ahirette dara kalmayalım.