okuma Okunma [3854]

AİLE BAĞLARINI KOPARMAYALIM

AİLE  BAĞLARINI KOPARMAYALIM

Aziz kardeşlerim; bütün samimiyetimle söylüyorum bazı kardeşlerimizin sualleri bizi çok üzüyor. Bu suallerden birisi şöyle.

Kayınpederimle beraber oturabilir miyim.? Yada kayınpederim bana Na-mahrem mi? Gibi!

Esasen aziz kardeşlerim, bu gibi sualleri aklı başında bir Müslüman’ın sorması hiç hoş ve uygun olmayan suallerdir. Bu suallere sebep olanlar da sanıyorum İslam dan ve insanlıktan hiç nasibini almamış olanlardır.

 Bakınız bir gayri Müslim insanlar dahi gelini olan hanımlara öz kızı gibi davranıyor Gelin baba, kayın peder ise kızım diye hitap ediyor fiili olarak da imkânlarını onların rahatlığı için seferber ediyorlar.  Ya biz! Müslümanların neyi eksik? Aile yuvalarında ki huzur ve mutluluğa en layık olanlar Müslümanlar değil mi?

Zaten bütün dünyaya medeniyet dağıtan insana insanlığı öğreten zulüm ve vahşetleri durduran ve durdurmaya çalışan başta peygamberler sonrada peygamberleri izleyen tarih boyu Müslümanlar  olmuştur.

Konumuzu uzatmadan devam edecek olursak toplumumuzda bazı olaylardan etkilenerek yuvanın temeli olan anne, babaları (kayınpeder kayın valide) dışlamak kulu Allah’ın gazabına yaklaştırır.

   Hani bazı kardeşlerimiz diyorlar ya;

YA BEN YA 0! gazetelerde ve televizyonun bir kanalında izledim bir geline kayın pederi sahip olmaya kalkmış yâda kayın biraderi...

Esasen bu olayların çoğunun aslı yoktur. Aslı olsa bile o bir sapıktır bizim dinimiz ve anlayışımıza göre tedavi ettirmek gerek, daha doğrusu onlara İslam ahlâkını öğretmek lazım ki;  o denli sapıklar olmasın yuvalar yıkılmasın.

Ayrıca bu tür olaylar sapıkların işi, biz ailemizi sapıklarla karıştırmayalım karıştıranları da uyaralım, uyandıralım.

Burada yüce Rabbimiz’in fermanına kulak verelim.

Nur  61  meali

Âmâya güçlük yoktur; topala güçlük yoktur; hastaya da güçlük yoktur. (Bunlara yapamayacakları görev yüklenmez; yapamadıklarından dolayı günahkâr olmazlar.) Sizin için de, gerek kendi evlerinizden, gerekse babalarınızın evlerinden, annelerinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden, halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden, veya anahtarlarını uhdenizde bulundurduğunuz yerlerden, yahut dostlarınızın evlerinden yemenizde bir sakınca yoktur. Toplu halde veya ayrı ayrı yemenizde de bir sakınca yoktur. Evlere girdiğiniz zaman, Allah tarafından mübarek ve pek güzel bir yaşama dileği olarak kendinize (birbirinize) selâm verin. İşte Allah, düşünüp anlayasınız diye size âyetleri böyle açıklar.

 

Aziz  kardeşlerim unutmayalım ki ! Yüce dinimiz İslam yasaklar cetveli değildir. Hele, hele akrabalık bağlarını koparan din asla değildir.

Eğer yukarıdaki ayeti kerimeye biraz bakıp inceleyecek olursak yakın akraba ve güvenilir dostlarımızla beraber olmamızı hoş görüyor. Ayrıca buna ilave olarak da dostlarınız sözcüğünü kullanıyor.

Peki; bu dost sözcüğü nasıl kullanılıyor? Evinizin anahtarını teslim etmekten çekinmeyeceğiniz! Yani namuslu, doğru, dürüst, güvenilir insanlardan söz ediliyor. Meseleyi iyi anlayalım ayrıca iyi anlatalım yanlışlıklara meydan vermeyelim.

Unutmayalım ki münafıklar ve fitneciler Müslüman olanların her kelamlarının içinde bir hile arıyorlar.

 Ufacık kelime oyunlarıyla Müslüman din kardeşlerimizin inanç ve ihlâslarını allak, bullak ediyorlar. Beyazı siyah, siyahı beyaz göstermek gibi küstahlıklarını hiçbir zaman elden bırakmıyorlar. Atalarımızın deyimiyle: Öküz altında buzağı arıyorlar.

 

Aile bağları ile bağlıdır ta Adem’den bu güne inananlar!

0 ilahi bağı koparmak istiyor  hokkabazlıkla yobazlar.!

Akrabalık, aile bağı olmadan olur mu? cihanda insanlık.

 İnanın insanlık bağlarını koparmak istiyor bir avuç ehli sapık!